Ben cupcake demekten hoşlanmıyorum...Zaten dilimize girmiş bir sürü yabancı kelime var, onlardan kurtulmak gerekirken yenilerini eklemeye hiç gerek yok. Topkek hatta kağıtlı kek bile dense olur, yeter ki Türkçe olsun...Arada farkında olmadan ben de kullandıysam özür dilerim, dilime biber süreceğim (elime de mi sürsem...)
Çocukluğumda pastanelerde uzun, kağıtlı mini kekler satılırdı, muzu soyar gibi kağıdını soyar yerdik. O zamanlar o keklerin adı benim için kağıtlı kekdi. Belki başka şekilde adlandırılıyordu ama benim çocuk düşüncemde kağıtlı kek...
Ne güzel adlandırır çocuklar, en yalın en anlaşılır haliyle. Mesela, ikizlerim küçüklüklerinden beri (aman sanki şimdi pek büyükler de...)dışarda yemek yemek istediklerinde "yemekçiye gidelim" derler. Hala kullanıyorlar yemekçi kelimesini...Ne kadar net, anlamlı bir ifade şekli...
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken onun çocuğunun da aynı kelimeyi kullandığını öğrendim...Çocuklar ortak paydada buluşmayı büyüklerden iyi beceriyorlar. Galiba büyüdükçe herşeyi bozuyoruz, biz olmaktan uzaklaşıp keklerimiz gibi kalıpların içine giriveriyoruz (bu lafı da keke bağladım ya, helal olsun...) Çocukça bir özgürlükle aklımızdakini değil söylenmesi gerekeni söylüyoruz... Ve malesef bu arada farkında olmadan güzel Türkçemizden de uzaklaşıyoruz. Halbuki millet olmanın, biz diyebilmenin temeli değil midir dil...Dilimizi kaybedersek nasıl biz oluruz...Ancak biraz ondan biraz bundan oluruz (benim kek gibi...bu durum keke yakışıyor ama insana yakışmıyor), ama BİZ olamayız.
Çoğumuz (ki bu çoğunluğa malesef ben de dahilim) yazışmalarda kestirme olsun diye ok. kullanıyoruz...Virüs gibi birşey bu bozuk konuşma şekli... Biri güzel bir Türkçeyle konuşsa etkilenip onun kelimelerini kapmayız da, "oha falan oldum yani" gibi laflara balıklama atlarız...
Sıfata önad, zamire adıl dedirtmeden önce save ettim yerine kaydettim, okey yerine tamam demeyi öğretelim çocuklarımıza... (yeni moda bu, benim çocukluğumda sıfat sıfattı, zamir de zamir, yok o zaman da vardı bu kelimeler diyorsanız, ya ben o kısmı atlamışım ya da çocukluk dönemlerimiz denk gelmiyor)
Amacım öğüt vermek değildi elbette ama arada bazı şeylerin hatırlanmasındave hatırlatılmasında fayda var diye düşünüyorum...
Çocuklardan bahsettiğim kısmı da geçtim bakalım nasıl bağlayacağım lafı keklere...İyisi mi direk geçiş yapayım:-)))
Efendim, bu topkekler dün çocuklar için yapıldı...Okul çıkışı yüzme kursuna gidiyorlar ve arada kalan zamanda tost most, ıvır zıvır atıştırıyorlardı... Ne zamandır bişeyler hazırlayayım diye düşünüyordum ama Salı günü eve geç gelindiğinden (jimnastik antremanı yüzünden...hayatımız kurs oldu...bu yüzden denemek istediğim tarifler hep erteleniyor, hemen de konudan kaydım, ne dertliymişim meğer...) sadece düşünme aşamasında kalmıştım. Önceki gece yatmadan malzemeleri hazırladım, ki sabah kalkınca ondan bundan karıştırıp evden çıkmadan keki pişireyim... Unu bile eleyip hazırlamışım da kabartmatozu var mı diye bakmamışım... Yapmaya başladıktan sonra geri de dönemedim... Allahtan karbonat vardı da biraz karbonat biraz soda yardımıyla olayı kurtardım...
Gözüme takılanı kattım keke, bu yüzden adı yok yok topkek, hiç de fena olmadı.. hatta en acımasız eleştirmenler olan çocuklar ( benimkiler ve saz arkadaşları...) beğendiğine göre fena olmadı değil, güzel oldu diyebilirim :-)))
Lafı uzattım ve bayılttım biliyorum, tamaaamm kızmayın... tarife geçiyorum...
Malzemeler:
- 3,5 bardak un (elenmiş)
- 3 yumurta
- 1/2 bardak soda
- 1/2 bardak süt
- 3 kaşık labne peyniri
- 1/2 bardak sıvı yağ
- 1 bardak şeker (keki tatlı seviyorsanız şeker biraz artırılabilir)
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı limon suyu
- 1/2 bardak damla çikolata (aslında ben 1 avuç koydum sanırım yarım bardak eder:-))
- File fındık
- File badem
Sabah sabah gözüme takılanlar bu kadardı:-)))
Yapılışına gelince...Yumurtaları çırpıyoruz, şekeri ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Sütü, sodayı, yağı, labne peynirini, limon suyunda foşurdatılmış karbonatı ilave ediyoruz. Unu ve vanilyayı bir kaba eliyoruz. Unu da karışıma ilave ettikten sonra iyice karıştırıyoruz. Karışımın bir kısmını kağıt kalıpların içine birer kaşık birer kaşık koyuyoruz. Üzerlerine ayrı ayrı file badem ve file fındık serpiştiriyoruz. Kalanına damla çikolata ilave edip kalan kalıplara da bu karışımdan birer kaşık koyuyoruz. Önceden ısıtılmış 175 C fırında yaklaşık 25 dakika pişiriyoruz ( bu süre ve sıcaklık fırına göre değişebilir, mesela benim emektar 175 e yükseltmeden hallediyor işi :-))
Bu şekilde tam 24 adet topkek çıktı ama... işgüzar tamirciler vardır ya, tamirat sonunda "bu parça arttı" derler hani... ben de kek karışımını artırdım:-))) 24 top kekin üstüne bi de küçük boy yuvarlak kek çıkardım. Eh bu kekler pişsin diye beklerken de işe geç kaldım:-)) Neyse ki beklememe ve geç kalmama değdi...Afiyetler olsuuuun.